Falstaff / Opera Klasikleri: 24
Információk az e-könyvről
Shakespeare’in oyunlarından alınan ilhamla yaratılan bu eser, yaşlı bir şövalye olan Falstaff’ın, genç kadınları kandırmaya çalışırken başına gelen komik ve absürt olayları anlatır.
Falstaff sadece bir komedi değil, aynı zamanda insanın zaaflarıyla yüzleştiği, hayata dair derin bir sorgulama sunar. Verdi, neşeyi ve trajediyi ustaca harmanlayarak, gerçeklik ve hayal arasında ince bir denge kurar. Sürekli aldatmaya çalışan, ancak sonunda hep kendisi aldanan bu kahraman, insana dair her şeyi, en eğlenceli haliyle gözler önüne serer.
Verdi’nin son eseri olmasıyla ünlü bu oldukça yenilikçi ve hatta klasik operanın sınırlarını aşan şaheser, bizlere kahkahalarla dolu, büyüleyici bir yolculuk vaat ediyor.
***
Opera klasikleri dizisi, libretto külliyatına odaklanmaktadır. Eserlere bir zamandizini, önsöz ve sinopsis ile açılış yapıyoruz; librettonun özgün dili ile birlikte Türkçe çevirisini okurlarımıza sunuyor, bilgilendirici dipnotlar eşliğinde her kesimden müziksevere hitap etmeyi amaçlıyoruz.
Fihrist olarak, opera metinlerini Türkçeye kazandırmaktan ve bütüncül bir bilinç ile okurumuza sunmaktan onur duyuyoruz.
A szerzőről
Giuseppe Verdi, 19. yüzyılın en önemli İtalyan opera bestecilerinden biridir. 1813 yılında İtalya'nın Le Roncole köyünde mütevazı bir ailede dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren müziğe olan yeteneği fark edilen Verdi, yerel bir orgcudan ilk müzik derslerini aldı. Milano'daki konservatuara girme girişimi başarısız olsa da, özel dersler alarak müzik eğitimine devam etti.
Verdi'nin profesyonel kariyeri 1839'da ilk operası “Oberto” ile başladı, ancak gerçek başarıyı 1842'de “Nabucco” operasıyla yakaladı. Bu eserdeki ünlü “Va, pensiero” korosu, İtalyan halkının özgürlük özlemini simgeleyen bir marş haline geldi. 1850'li yıllarda bestelediği “Rigoletto”, “Il Trovatore” ve “La Traviata” gibi operalarla altın çağını yaşadı ve uluslararası üne kavuştu.
Bestecinin hayatı kişisel trajedilerle de doluydu. Genç yaşta iki çocuğunu ve ilk eşini kaybetti. Ancak bu acı deneyimler, eserlerine derin bir duygusal boyut kattı. İkinci eşi Giuseppina Strepponi ile mutlu bir evlilik yaşadı ve kariyerinin geri kalanında “Aida”, “Otello” ve “Falstaff” gibi başyapıtlar üretmeye devam etti.
Verdi sadece bir besteci değil, aynı zamanda İtalyan birliğinin (Risorgimento) önemli bir sembolüydü. Eserleri genellikle güçlü politik mesajlar içeriyordu ve adı “VERDI” İtalyan birliğini destekleyen bir slogana dönüştü (Vittorio Emanuele Re D'Italia). 27 Ocak 1901'de Milano'da hayata gözlerini yuman Verdi, arkasında 28 opera ve sayısız başka eser bıraktı. Cenazesi İtalyan tarihinin en büyük kamu törenlerinden birine dönüştü ve 200.000'den fazla insan ona son görevini yerine getirmek için sokaklara döküldü.
