Dönemin geleneklerinden beslenerek içinde bulunduğu toplumu alayla eleştiren bu eşsiz eser, kurnaz hizmetkârlar ve onların oyuna getirdiği efendileri sahneye taşır. Bu hikâyede kurnaz berber Figaro, gerçek kahraman, sabotaj ve entrikaların efendisi ve “her devrin adamı”dır. Oyun yazarı Beaumarchais’nin ünlü üçlemesinin ilki olan Sevil Berberi (ikincisi, Mozart’ın sahnelediği Figaro’nun Düğünü’dür.) daha önceden operaya taşınmıştır. Fakat Rossini’nin 1816 yılındaki muazzam Sevil Berberi sonrası, başarılı kabul edilen önceki eserlerin esamesi okunmamıştır. Bestekâr Rossini ile gerçek kimliğini bulan Figaro karakteri, üst tabakaya yapılan eleştirilerin zamansız bir örneğini koymuştur ortaya.
***
Opera klasikleri dizisi, libretto külliyatına odaklanmaktadır. Eserlere bir zamandizini, önsöz ve sinopsis ile açılış yapıyoruz; librettonun özgün dili ile birlikte Türkçe çevirisini okurlarımıza sunuyor, bilgilendirici dipnotlar eşliğinde her kesimden müziksevere hitap etmeyi amaçlıyoruz.
Fihrist olarak, opera metinlerini Türkçeye kazandırmaktan ve bütüncül bir bilinç ile okurumuza sunmaktan onur duyuyoruz.
Ünlü İtalyan bestekâr Giocchino Rossini, 29 Şubat 1792 tarihinde Papalık Devleti’nde yer alan Pesaro kasabasında dünyaya geldi. Opera şarkıcısı olan bir anne ile korno çalan bir babanın oğluydu. Çocukken o da ebeveynleri gibi müziğe yönelerek viyolonsel ve korno çalmaya, şarkı söylemeye başladı. On beş yaşına geldiğinde bir müzik okuluna yazıldı ve beste yapmayı öğrendi.
İlk operası olan Evlilik Sözleşmesi, Rossini henüz on sekiz yaşındayken Venedik’te sahnelendi. Dört ve beşinci eserleri olan Tancredi ve Cezayir’de İtalyan Kız adlı operaları ile nam saldı. Başyapıtı olan Sevil Berberi operası ise yirmi dört yaşındayken Roma’da sahnelendi. Aynı yıl içerisinde, Külkedisi masalından ilham alan Külkedisi operasını yazdı. On sekiz ila otuz yedi yaşları arasında tam otuz dokuz besteye imza attı. Otuz yedi yaşında, besteleme işini Gauillauma Tell adlı operasıyla noktaladı.
Rossini, kariyeri boyunca önemli görevlerde yer aldı: Napoli’deki San Carlo Tiyatrosu ve Paris’teki İtalyan Operası gibi birkaç yerde direktörlük yaptı. 1830 Fransız Devrimi’nden önce Kral X. Charles’ın bestecisi olarak çalıştı. Ayrıca Rossini, yaşamının son yıllarında Fransa’da yaşadı ve oradaki evi sanatçıların buluşma noktası oldu. Bu dönemde “yaşlılık günahları” olarak adlandırdığı besteler yaptı ve kendi salonunda seslendirdi.
Kalın bağırsak kanserine yakalanan Rossini yetmiş altı yaşında, 13 Kasım 1868’de başarısız bir ameliyat sonucunda hayatını kaybetti.