KUM HAVUZU KARMASI

Bir menderes, yani bir ovaya ya da denize yakın kıyılara çeşitli akarsulardan gelen birikimlerin bulunduğu yer, denize girişi olursa delta denir.

Şimdi böyle bir yeri hayal edin, büyük bir dağın çeşitli taraflarından irili ufaklı kaynaklardan çıkan sular derelere akarsulara karışır ve böyle düz bir alanda yavaşlar ve orada bir habitat oluşturur. Böyle henüz meskun hale getirilmemiş bir alan olsun ve bir grup göçmen bu alana girsin ve sırasıyla bir hikaye oluşturalım:

1.Adam geldi baktı gözüne bir yer kestirdi; ben burada yaşarım dedi ve bir ev yapma planı içine girdi. Şimdi bu birinci adamın bu alandaki karması bu tercihi ile başlar, yani alanda ev yapmak. Bu ondaki bazı temel güdülerin tetiklenmesi ile ortaya çıkan bir arzudur. Yani adam için karma bir çeşit arzunun bir mekan ile korelasyona girerek aktifleşmesidir. Bu adam için karma bu düzlemde devam eder, buna arzunun karması diyelim, bir sonraki evrilmeye kadar bu şekilde gidecektir, adam-bölge-arzu.

Bu arada birinci adam şöyle düşünür; eğer ben buraya yerleşirsem, bir ev yaparsam kimse burada hak iddia edemez, yani- mülkiye fikrinin karma olarak aktif olması.

2.Adam da bölgeye gelir, 2.adam da aynı yere gelir ama tersine düşünür, şöyle der; ben şimdi bir ev yaparsam birileri gelir evimi yıkar evime çöker. Arazinin mülkiyeti bende değil boş ver emeğime yazık olmasın der ve bir ev yapmaz. Bu kişi içinde karma bu düşünce ile başlar o bölgede.

3.Adam gelir, şöyle düşünür; belki daha iyi yerler bulurum- etrafa bakayım boşuna emek vermeyeyim. Burada da bir fikir vardır ve bu adam için de karma burada başlar.

4.Adam gelir, yanında bir balık ağı vardır, şöyle düşünür; burada balık yakalayabilirim. Burada da karmayı yaratan adam değil alet-adam-ortam korelasyonudur. Yani tetikleyici olan aletin kendisi yani ağdır.

Bir sonraki adam elinde bir müzik aleti ile gelir, şarkılar söyler insanlar beğenir.